
Sesli düşünüyorum...
Birkaç kişi oturmuş bir konuyla ilgili harıl harıl sohbet ediyor, şakalar, komiklikler, kahkahalar falan, ortam güzel. Sen de bunları uzaktan uzağa izliyorsun... Sonra ''lan?'' diyorsun kendi kendine ‘’ben niye burda dut yemiş bülbül gibi oturuyorum ki? benim de söyleyeceklerim var!‘’
Diyorsun da, sen bunu dedikten sonra tam konuyla ilgili bir şey söyleyecekken o konu değişiyor ya............. Allah’ım o ne berbat, ne pis bir durumdur lan. Ağzın içine kaçıyor resmen. Sen o kadar yüklemi özneyi dolaylı tümleçi falan kafanda kur, yerine yerleştir, cümleyi söylerkenki surat ifadeni de hazırla, ağzını aç, tam söyleyeceksin, hooop konu değişsin.
Tebrikler, söyleyeceğini söyleyemediğin için canın sıkıldı ve boşu boşuna ağzını açtığın için de hava yutmuş oldun. Hava yutmak sağlığa zararlı, hoş değil, mideni şişirir, gaz yapar hep.
Gördüğünüz gibi bu durum kişiyi hem fizyolojik, hem psikolojik olarak etkilemektedir. (hep bu cümleyi kurmak istemişimdir)Şaka bir yana içim parçalanıyor yemin ederim. Ben bu duruma düşünce ayrı parçalanıyor, başkasının bu duruma düştüğünü farkedince daha bir ayrı parçalanıyor. Bunu farkedince o kişinin yanına gidip ‘’sahi ne diyecektin sen ya, tam bir şey diyordun?’’ deyip çakallık yaparak sevap points kazandığım görülmüştür.
Bu ‘’diyeceğini diyemeden konunun değişmesi’’ durumuyla başa çıkmak istiyorsak atik olalım biraz gençler, atik. KOŞ. Fırlat. Söyleyeceğini söyle. Konunun değişmesine izin verme. *bu sırada eye of the tiger arka planda çalıyor*
- Bir de bundan ayrı, söylenen şeyin hiç kimse tarafından iplenmemesi durumu var , o da ayrı pis. Öyle havada asılı kalıyor adamın söylediği şey, ‘’lan keşke söylemeseydim, kimse duymadı mı yoksa ya? kamyon geçti belki onun sesinden duyamamışlardır ... bir daha mı söylesem?’’ diye kendilerini yer bunlar da. Onlara diyebileceğim tek şey; SİZ KONUŞMAYIN SAPITIYORSUNUZ.
Şaka şaka.
Hayırlı günler, iyi akşamlar.