
17 Ağustos depremini
tam merkezinde yaşayan insanlarda her enteresan değişikliği depremle ilişkilendirme
kabiliyeti vardır. Mesela Hava çok mu sıcaklaştı? Kesin deprem olacak,
çünkü 17 Ağustos akşamı da çok sıcaktı...
O halde bu bir deprem belirtisi olabilir. Gökyüzündeki Ay adeta bir elma gibi
kızarık mı görünüyor? Deprem olabilir bak bu gece, o gece de böyle kızarıktı çünkü. Yıldızlar çok mu yakın? Hani böyle ellerini uzatsan tutacakmışsın gibi mi? Ya o gece
de öyleydi, deprem olmasın sakın? Bu gece köpekler niye bu kadar çok havlıyor?
Deprem. Sular çok sıcak akmaya başladı? Deprem deprem. Denizin suyu niye bu
kadar yükselmiş? Hep depremden. Karıncalar niye bu kadar ortaya çıktı? Evet
deprem. Denizdeki balıklar kıyıya vurmuş? DEPREM!
Yukarıda yazdığım kuruntuların
hepsi gerçek, evet yapıyoruz bunları. Bazılarının bilimsel gerçekliği
vardır elbet ama çoğu hüsnü kuruntudan başka bir şey değil.
Aslında bir taraftan
bakınca her şeyi depreme bağlamamız da komik. Bakın mesela burda bir arkadaş
ortamında sohbet edilirken o sohbette konuşulacak
şey kalmaz ve sohbet tıkanırsa hemen biri çıkar ve “YA ABİ DEPREM NASILDI ÖYLE
YA SESLER FALAN KORKU FİLMİ GİBİYDİ. TÜYLERİM TİKEN TİKEN OLUYO AKLIMA
GELDİKÇE ” der, bunu söyleyen adam oradaki herkesin depremle ilgili bir anısı
olduğunu ve dediğine ekleyecek şeyleri olduğunu bilir. Böylece de konuşmayı
kurtarmış olur. Kendisi tam bir sinsidir, tam bir iyi niyetli pis çakaldır. (bkz. konuşma açıcısı olarak deprem yaşanmışlıkları)
Avize sallayıp “Aa baksana deprem olmuş?????” diyerek karşı
tarafı şakalamak da ayrı bir olay. Avizenin sallandığını görünce “OHA DEPREM OLMUŞ BEN NASIL HİSSETMEDİM? BAYAĞI DA SALLANMIŞIZ YALNIZ” diyerek
tırsak hal ve hareketlerde bulunup şakayı yemişliğim var benim de çok şükür. Çünkü avize, richter
ölçeğinin evdeki pek de afilli olmayan ismi gibi bir şey buralarda, gülmeyin.Gülün veya neyse.
İşte depremden sonra ortaya çıkan az buz komikliğe karışmış şeyler de var , yeteri kadar
ağlatmalı deprem yazısı vardı, bu da böyle olsun.
10 lafazan:
O avizenin sallandığını fark edip dua okumaya başlamak diye de bir gerçek var. Resmen imana geliyorum...
keşke her deprem arkasından geyik yapacak düzeyde kalsa.
Her ortamda mutlaka var demek o depremciler. Sadece benim arkadas gruplarima has zannediyordum :) bi de 'cok karpuz yedim, 17agustosta da cok yemistim'ci insan var ki o malesef ben oluyorum.
Gizem Nur;
Ahah ben de!
Can;
"Arkasından geyik yapılacak düzeyde bir deprem" yoktur. Bu arada ben deprem geyiği yapmadım, depremden sonra insanların her şeyi depreme bağlamasının bana komik gelen ama içten içe acı olan kısımlarını yazmaya çalıştım. Zaten yaşadıklarımdan dolayı bu konuda sulu zırtlak dalga geçerek geyik yapmam pek mümkün değil. (:
çitlembik;
Ben de o akşam kuru fasülye-pilav yemiştim, o yüzden kuru fasülye-pilav benim için deprem akşamı yemeği gibi bir şey oluyor eheh.
depremi yaşayanlarda bu durum var evet. misal yıldız çokluğunu ben kesilen elektriğe bağladım zamanla. tek ışık gökyüzündeki yıldızlardı...
ama gerçekten o gece sıcaktı diyeceğim de son 1 haftadır daha çok sıcak hava...
kötü zamanlardı ama deprem sonrası insan olduğumuzu hatırladık az çok. komşuluk falan naifleşti. öyle komşuculuğu sevmem ben ama dışardan izlemesi hoş gelebiliyor..
sözüm meclisten dışarıydı :) Her deprem o kadar ufak olsun temennisi sadece. :)
Siz bahsettiniz ya şimdi,deprem olmasın sakın?
Sevgilerle.
cem;
Komşuluğu bilmiyorum da insanların değiştiği gerçek.
Can;
Meclisten içeri de olabilirdi ya ne olacak. (: Ben açıklayayım dedim yine de.
Hayali Nesne;
Yok yok bi şey olmaz. ^^
annelerin 6.hisleri kuvvetlidir :)
http://peripadisahininkizi.blogspot.com/
katılmanız dileğiyle...
Siz bahsettiniz ya şimdi,deprem olmasın sakın?
Sevgilerle.
Yorum Gönder